Cuma, Aralık 31, 2010

2010 Modası Film Olsaydı...




2010 gözlerimin önünden bir film şeridi gibi akıp giderken, zihnimde canlanan kareleri sizin için derledim !




Fırfırlı,




Rengarenk ojeli,



Bol yüzüklü,




Çeşit çeşit Oxfordlarla,



Ve tabiki onları süsleyen çorapları çok sevmiştik.

Bakalım 2011 torbasında hangi cicileri getirmiş, göreceğiz!



         - Gamze -

Cumartesi, Aralık 18, 2010

Uzanmışım Kumsala Telaş Damlar İçime!

Pazar pazar içiniz ısınsın diye sizinle bu güzellikleri paylaşmak istedim. Fotoğraflara bakarken iç sesim şunları söylüyordu:

' Tanrım! Ne güzel yerler, keşke şimdi orada olsam... Nasıl bi durumda giderdim acaba oraya? Balayına mı? Yoksa orta yaşlı olarak kadın kadına mı? Acaba oraya gittiğimde kaç kilo olurdum? Rahatça bikini giyebilir miydim? Bir ömür yaşanır orada... Ama kuaför var mıdır ki? İnsanın on günde dibi çıkar, kaşı çıkar, manikür, pedikür... Zaten Survivor'da nasıl durdular bilemiyorum?! Böcek var mıdır böcek? Bi haftasonu yeter, sıkılırım ben zaten internet yok bir şey yok! '

Sahi tüm kadınlar böyle ayrıntıcı ve panik midir? Ya da sorumu düzeltiyorum; tüm kadınlar neden böyledir? Bardağın boş tarafı bizi mi simgeler? Görüşlerinizi bizimle paylaşın lütfen ve siz benim gibi yapmayın, tadını çıkarın ! :)






Perşembe, Aralık 16, 2010

Alışveriş Çılgınlığı



  Tam zamanlı çalışmaya başladığımdan beri hafta içi sakin alışveriş merkezlerinde mağaza mağaza dolaşmayı o kadar özledim ki! Kendimi ünlülerin alışveriş yaparken ne giydiklerini eleştirirken buldum. Yorumlara göz atarken bir yandan da hayal kurmaya başlayın; eğer elinizde ödemeniz gerekmeyen limitsiz bir kredi kartı olsaydı neler alırdınız? :)




  İnsanların alışveriş yaparken giydikleri şeyler, alışverişe bakış açılarını net bir biçimde ortaya koyar. Örneğin bu hatunumuz soyunması kolay bir kombin seçmiş, üstelik şıngırtılı takılar kullanmamış. Alışverişe hakettiği önemi vermiş ve ciddiyetle yaklaşmış!




Elbise şahane! Saç, makyaj yerli yerinde. Demekki bu ablamız bir alışverişkolik değil, gösterişe meraklı bir marka bağımlısı. Hoş, bunu anlamak için elindeki objektife yönelttiği TOD'S torbasına bakmak yeterlidir sanırım.



Yine rahat ama şık bir kombin ancak burada dikkat ettiğim başka bir nokta var. Alışveriş yaparken özellikle bluz, elbise, ceket gibi üzerinize bir şeyler almaya niyetlendiyseniz mutlaka saçlarınızın düzgün ve bakımlı olması gerekir. Saçlarınız kötüyken aynaya baktığınızda muhteşem bir tasarım bile denemiş olsanız, görüntü sizi tatmin etmeyecektir.




Kardashian Kardeşler için her şey ortada zaten... Gösterişe olan merakları analiz edilmekten ziyade, çözülmesi gereken psikolojik bir vaka!




Ve son olarak Allah hepimize böyle alışverişe meraklı kocalar versin diyorum!




      - Gamze -

Çarşamba, Aralık 15, 2010

Alsak alsak, ne alsak?

2011 geliyor! Yılbaşı sizin için ne ifade ediyor bilmiyorum ama ben Aralık ayında yılbaşı heyecanını hep yaşarım. Yeni bir yıl, açılmış tertemiz bir sayfa gibi gelir bana. Ve bu zamanlarda sevdiklerimle hediyeleşmek de çok hoşuma gider. 
2011 yaklaşırken, sevgilisine, eşine, dostuna ne alacağına karar veremeyenlere işe yarayacağını düşündüğüm birkaç öneri sunmak istedim ben de. Ve yardıma daha çok ihtiyaç duyduklarından emin olduğum "erkeklere" özel bir yazı hazırladım :) 
Öncelikle yılbaşı hediyeleriyle ilgili kişisel fikrimi söylemeliyim. Yılbaşında seçilecek hediyelerin eğlenceli, renkli ve şık olması gerektiğini düşünüyorum. Cıvıl cıvıl, belki de komik! :) Amaç gülümsetmek, mutlu etmek ve şaşırtmak yani. İşin içinde bir doğum gününde veya sevgililer gününde olduğu gibi "minnet" yok. Her özel günde "İyi ki benimlesin!", "Ah canım benim iyi ki bulmuşum seni!" mesajı vermeyelim diyorum ben yani :)) Yılbaşı biraz daha değişik olmalı. Yeni yılı rengarenk kucaklamalı!


Ben de sizin için seçtim. Her bütçeye uygun, sevimli hediyelerim var. Bakın bakalım sevecek misiniz?


Ocak ayında en işe yarar ve sevimli hediyelerimizden biri "şemsiye" :)
Aşağıda seçtiğim sevimli modelleri görebilirsiniz. Hepsi birbirinden hoş ve birer şirin yılbaşı hediyesi olmaya aday. Kırmızı kalp olan çok şeker, fırfırlılar ise çok şık! Şemsiye için %100 yerli ürünleri olan Celal Birsen'e bakabilirsiniz. Aynı zamanda T-Box ve Twigy'de fırfırlı modelleri görmüştüm. Bir bakılabilir. Fiyat aralığı, tüm markalar göz önünde bulundurulduğunda 19 ile 75 TL arası diyebiliriz.

Tabi size şemsiye fikri saçma veya tek başına yetersiz gelmiş de olabilir. Bu yüzden diğer seçenekleri sunalım. Diğer bir önerim telefon! Ama öyle cep telefonu falan değil, evde kullanılabilecek şık ve oldukça şirin telefonlar. Bir göz atın bakalım :) Ne kadar tatlılar, değil mi? Sevgilinize alabileceğiniz bu sevimli hediyeleri BunDesign'da görebilirsiniz. Fiyatları ise 129 ile 169 TL arasında değişiyor. 

Eğer "Benim sevgilim kılığına kıyafetine çok düşkün. Onu en çok alacağım bir kıyafet mutlu eder." diyenlerdenseniz de renkli bir kazak alabilirsiniz. Kış aylarında alınabilecek oldukça sevimli bir hediye seçmiş olursunuz siz de. Ben de size iki tane örnek göstereyim. Tabe Kıyamet ürünü olan bu iki sevimli kazak birer yılbaşı hediyesi olmaya aday bence. 80'lerden kalmış havası olan bu iki kazağa ben şahsen bayıldım. Ve eğer şanslıysanız, Trendyol.com'daki indirimini de kaçırmamışsınızdır diyorum :)) Fiyatları yarıya düşmüş durumda. Haydi tık tık

Biraz da kendimden örnek vereyim. Benim için yılbaşı demek renkli hediye kutusu demek. Sevgiliye, eşe, dosta verilecek hediyenin sunumu oldukça önemli. Hani yemek için denir ya, "Lezzeti kadar sunuş şekli de önemli." diye. Heh işte öyle! Bu yüzden renkli hediye kutularına göz atmanızı da öneriyorum. 
Çünkü benim de iki yıldır yaptığım gibi, renkli hediye kutularının içine şekerleme doldurmak ve sevgiliye yılbaşında hediyesi yanında böyle şeker bir jest de yapmak inanın onu çok mutlu ediyor :) Buna bir erkek seviniyorsa, bir kız çıldırır herhalde! :)) Bu yüzden şimdi hemen aşağıdaki kutulara göz atıp, içini nasıl şekerlemelerle doldurabileceğinize karar verin. Ve marketten şeker-çikolata almaktan ziyade Mısır Çarşısı'ndan alınacak kiloluk karışık şekerlemeleri öneriyorum. Orada daha çok çeşit ve değişik lezzetleri uygun fiyata bulabilirsiniz. 
Kutu fiyatları da oldukça uygun. Haftasonu yaptığım Ikea gezimde tespit ettiğim fiyat aralığı 9 - 25 TL :) Aynı zamanda BunDesign'dan da renkli, kalp şeklindeki kutulardan edinebilirsiniz. Bu soğukta Taksim'de pasaj pasaj gezmeyin bir kutu için, adresler belli :)

Son olarak aşağıdaki fotoğrafların size ilham vereceğini düşünüyorum. 



Şimdiiiii... Sonuç olarak ben ne diyorum?
Bir kadın hediye olarak alacağı şık bir şemsiye, sevimli bir telefon, renkli bir kazak, rengarenk bir avize, küvet sehpası, ilginç bir kolye (mesela Altınbaş'ın İstanbul koleksiyonundan biri veya kar taneli bir kolye) ile çok mutlu olabilir diyorum. Ama yanında sizin hazırlayacağınız şekerleme dolu bir kutuyla da mest olur :) 

Peki siz nereye bakmalısınız?
Size en yakın AVM'lerdeki BunDesign ve Karınca Design mağazalarına!
Şemsiye fikri aklınıza yattıysa Celal Birsen, Twigy ve T-Box'a!
Kazaklar hoşunuza gittiyse dooooğru Trendyol.com'a!
Eğer "Sevgilime şık bir kolye bakarım ben." diyen varsa aranızda, internette yapacağınız minik bir araştırma ile fikir edinebilirsiniz. 

Evet beyler! Siz siz olun, sevgilinizi yeni yıla girerken gülümsetin. 
Eğer değişik fikirleriniz varsa bize blog906090@hotmail.com'a mail atarak ulaşabilirsiniz. Hala kararsızsanız ve hediye konusunda danışmak isterseniz de biz buradayız! :)

Sürpriz! 
Bir sonraki yazımda sevdiceğe hazırladığım yılbaşı hediyesini sizlerle paylaşmayı planlıyorum.
Hoşça ve beklemede kalın!

- Merve -

Hop Ki Üç Dört!

Sıkışık düzen giden hayatıma bir şey daha sıkıştırdım ve spora başladım! Sadece fitness aletlerinin beni yoracağını düşünmüştüm, yanılmışım! Asıl dert ne giysem, yüzüme ne sürsem ve saçımı nereden toplasammış.
Açıkçası spora başladığım gün böyle endişelerim yoktu. Kalori yakmaya konsantre olmuş biçimde hareketli bir playlist hazırlayarak merkezin yolunu tuttum. İlk saat kan ter içinde gözüm hiç kimseyi görmedi. Amaaaaa pilates salonuna geçince acı gerçeği gördüm. Herşeyi abartmayı seven hanımlarımız spora takma tırnaklar, dekolte bluzlar, ağır bir makyaj ve fönlü saçlarla gelmişlerdi. Ve maalesef 2 saatlik egzersizin sonunda bütün havlular boya içindeydi.
Peki spora giderken şık olmak istiyorsak ne giymeliyiz?
Şuh + Sportif = Rüküş
Hanımlar, maalesef spor yaparken şıkır şıkır olmamalısınız. Zaten bulunduğunuz ortamın ruhuna aykırı! En ideal kombin gri şort ve renk renk atletler. Hem takım eşofman iticiliği yok, hem pratik, hem rahat. Ben de bu tür şeyler tercih ediyorum.
Diğer bir seçenekse tayt üzeri bol tişörtler giymek ki açıkçası fiziğiniz düzgün olduğunda güzel görünse de ben spor yaparken arkamı kollamak istemem.
Aksesuar kullanmamanızı ve makyaj yapmamanızı tavsiye etmeme bilmem gerek var mı? Gerçi mineral pudraların cilde nefes aldırdığını iddia eden markalar var. Yine de renkli nemlendiriciyi tercih etmenizi öneririm.

Nacizane önerilerim bunlardan ibaret, kombinlerinizi, sorularınızı veya fikirlerinizi bizimle paylaşmak isterseniz blog906090@hotmail.com veya yorumlardan bize ulaşabileceğinizi biliyorsunuz!



- Gamze -

Salı, Aralık 07, 2010

Üzerinde ne var?

Merhaba! İlginç olacağını düşündüğüm, görsellerimi peşin peşin hazırladığım bir yazı geliyor. Tabi eğer aldığımız geri bildirimler birazcık daha artarsa daha bi' şevkle yazarız sanki :) Eminim birazdan yazacaklarımla ilgili hepinizin söyleyecekleri vardır.


Kadınları iç çamaşırlarına göre kategorize edebiliriz! Evet, bunu yapabiliriz. Çünkü biliyorum ki, aramızda hala kalpli, ayıcıklı iç çamaşırlarıyla aşk yaşayanlar var. Hiç önemsemeyen, altı kaval üstü şişhane gezenlerimiz de olabilir. Ve yine biliyorum ki, iç çamaşırı konusunda çok hassas olanlarımız da var. 


"Aslında mağazalarda görünce çok hoşuma gidiyor, ama kendimi henüz öyle düşünemiyorum." Ağzınızdan bu tarz cümleler çıkıyorsa, teenagelikten kurtulma aşamasına gelmişsiniz demektir. Ve inanın bana yirmi beş yaşında bir teenage de olunabilir. Malum Türk toplumu bizleri evliliğe kadar birer küçük kız çocuğu olarak kabul ettiği için..

Photograph by Matusciac Alex
Soldaki fotoğrafa bayılıyorum! 
Konuya da cuk diye oturdu sanki? :)


Ne diyordum.. Heh! Hala altı kaval üstü şişhane giyiniyorsunuz ve de bir şeyler görünmediği için rahatsınız. Ama kadın olmak bu değil! Azıcık özen şart. İçinizdeki kadına güvenmeyi öğrenmeliyiz. İlk aşama olarak takım halindeki iç çamaşırlarına yönelmek en iyisi. Ardından alacağınız tek alt/tek üst çamaşırlarla kendinize şık takımlar da uydurabilirsiniz. Yapacağınız iç giyim alışverişleriyle şık çamaşırlarınız birikecek ve zamanla tarzınız oturacak. Bu geçiş aşaması biraz sorunlu ama bir yerden başlamak lazım :) Düz renk ya da rengarenk, uyumlu ve şık çamaşırların, yaşımız ilerledikçe bize kendimizi daha iyi hissettirdiği bir gerçek.




Öncelikle, iç giyim denilince aklınıza ne geldiği çok mühim. İç giyimde şıklık ve uyum diyince bahsettiğim leopar desenli ya da yalnızca siyah vamp modeller değil tabi ki. Ayrıca leopar deseninin olayı çok başka, ki ben buna "leopar etkisi" diyorum :) Her neyse, anlatmak istediğim şey, iç giyimde şıklığın nasıl olacağı.. Birkaç örnekle beraber düşünelim!



Soldaki takım Oysho'ya,
sağdaki ise Victoria 
Secret'a ait.. Leopar etkisini burada görebiliyoruz :) 
Ancak doğru yerde kullanıldığında harikulade gözüken bu desen, fazlalığında basit bir görünümü de beraberinde getiriyor.
Aman dikkat!


Peki ya bunlara ne demeli? Günlük bir havası olduğu aşikar. Şeker gibiler! Aynı renk tonlarından oluşan alt ve üstler harika kombinlenmiş. Öyle değil mi? İç giyimde şık olmanın tek koşulu sade olmak falan değil 
yani :)

Photograph by Rob van Berkel
Beyaz iç çamaşırları en sorunlu olan gruptur! Çünkü modeline göre çok basit ve sıradan olunabilir. Aynı şekilde tercih edilebilecek değişik bir model de daha duru ve taze bir görünüm elde etmenizi sağlayabilir.


Mesela size ilginç gelebilir şimdi ama, bir arkadaşım bu yazıyla ilgili görselleri görünce "beyaz" için şöyle dedi:
"Eski erkek iç çamaşırlarının rengi genelde beyaz olduğu için bilinçaltımda itici!"



İşte bu yüzden "beyaz" mevzusu biraz karışık :) 
Dikkati elden bırakmıyoruz. 




Sırf bu konuyla alakalı onlarca yazı yazılabilir. Ben genel olarak bir giriş yapmak istedim aslında. Böyle hassas bir mevzuya dair daha birçok tespitim olduğunu söylesem de şaşırmazsınız herhalde.
Sizin de düşüncelerinizi öğrenmek isterim. Favorileriniz neler? Hangi modeller ve renkler? Bana katılmadığınız noktalar var mı?
Nasıl ulaşacağınızı biliyorsunuz zaten: blog906090@hotmail.com :)


Ha unutmadan! Ben aşağıdaki fotoğrafa ba-yıl-dım! 

Siyaha dair söylenecek her şeyi tek başına "bağırıyor"!


Photograph by Leif Westling
  


















- Merve -

Cuma, Kasım 26, 2010

Jean Paul Gaultier ne demiş?

"Şıklık, üzerinizdeki kıyafetten çok, bir kişilik meselesidir." sözünü hepimiz duymuşuzdur. Gezdiğim fashion bloglarda sıkça rastladığım, Jean-Paul Gaultier'e ait bu söze istisnasız herkesin katıldığından eminim. Ben de seviyorum. 

Şıklık, salt giydiklerimizle olacak iş değil. Tabi diğerleriyle bir örnek gezmek bizim için problem değilse ve bu durumda da kendimizi rahat hissedebiliyorsak o başka. Ama ben o aynılığın çok donuk, cansız ve sıradan olduğunu düşünüyorum. Şık olmanın ön koşulu ise sıradan olmamak. Sıradan olana gözümüz alışmıştır ve diğerlerinden ayırt edemez. Haliyle şıklıkla özgün olmak arasında sıkı bir bağ olduğunu söylesem yadırgamazsınız, değil mi? :)


Peki yapmamız gereken şey ne?


Belli başlı birtakım kalıplara sıkışmışlığımızı farketmemiz gerekiyor öncelikle. Aynılığımızdan sıyrılmak için de kıyafetlerimizdeki renk/model/tarz tutuculuğumuzu biraz kırmamız şart.. Sonrasında birtakım detaylar üzerinde durursak kıyafetlerimiz daha fazla bizim olur! Ayrıca birileri tarafından giydirilmekten ziyade, biz giyiniyor oluruz. Stil sahibi olmanın ön koşulu da budur.


Özel günlerimizde yapacağımız -özgür- model seçimleri, günlük hayatımızda daha fazla renk kullanmamız, daha fazla aksesuar (örneğin değişik broşlar, kolyeler, yüzükler..) kullanmamız atacağımız ilk adımlar.. Zamanla her bir konuya ayrı ayrı değineceğiz.  


Ve sürpriz! 

Size birkaç değişik elbise önerisinde bulunmak istiyorum. Böyle bir konunun üzerine çoğumuza göre iddialı olabilecek renk ve modeldeki bu elbiseler, alışılagelmiş şıklık anlayışımızı değiştirme aşamasında birer ipucu olabilirler diye düşündüm. 
Artık ne zaman işinize yarar ve ilk adımı ne zaman atarsınız bilemem. 
Arkadaşınızın nişanında mı, doğum gününüzde mi, Sevgililer Günü'nde mi veya yaklaşan yılbaşında mı? Kararınızı verin. Ben bu modellere bayıldım! :) Çok sevimliler.
Çok farklı bir havası var her birinin. 


Bu serideki favori elbisem bu! :)
Etek uçlarındaki kalpli kesim elbisenin havasını nasıl da değiştirmiş.. 








Elbiseler: Madmaselle 
(Geçtiğimiz hafta Trendyol'daki satışını kaçırdığımızı üzülerek söylemeliyim :( )

Bize blog906090@hotmail.com adresinden ulaşabilirsiniz.
Aynı zamanda Twitter üzerinden de haberleşebiliriz şu an bir elin parmakları kadar olan sevgili okuyucularımız :)

- Merve -

Pazartesi, Kasım 22, 2010

"Saçları hayalindeki gibi olmayan kadının hayat damarlarından biri kopmuş demektir."

Atatürk’ün ünlü sözünü kadınlara bu şekilde uyarlamak mümkün. Eğer depresyondaysak saçlarımızla uğraşırız, aşk hayatımız istediğimiz gibi gitmiyorsa ve hatta tam tersi hayallerimizdeki gibi gidiyor ve evlenme hazırlığı yapıyorsak yine saçlarımızla oynarız. Kendimizi çirkin hissettiğimizde, güzel hissettiğimizde, moral istediğimizde, kadın kadına sohbet etmek istediğimizde konu hep bir yerlerden dönüp dolaşıp saçlarımızda yapacağımız değişikliğe gelir. Biz kadınların hayatında çikolata gibi bir yere sahiptir.

Eğer ki benim gibi mükemmeliyetçiyseniz üstelik, gittiğiniz her salonda kuaförün başının etini yiyor ve en ufak bir işlem için tehditler savuruyorsanız, saçlarınızla kendinizin uğraşma vakti gelmiş demektir. Evde saç boyamak riskli gibi görünse bile renklerin ve kimyasalların belli bir mantığı vardır. Bu püf noktaları kavradıktan sonra emin olun her şey kolaylaşacaktır. Sıcak ve soğuk olarak gruplandırdığımız renkler söz konusu saç boyaları olduğunda canlı ve küllü tonlar olarak karşımıza çıkar. Bu iki grup doğadaki her tezatta olduğu gibi birbirini nötrler. Bu şekilde memnun olmadığımız rengi akıtmadan saçtan yok etmek mümkün olur. 

Bir başka hayat kurtarıcımız ise boya silicilerdir ki ben kendileriyle Merve sayesinde tanıştım. Simsiyah saçlarımla ne yapacağımı bilemez haldeyken saçlarımı yıpratmadan çirkin boyayı onun sayesinde akıtabildik. Oriel gibi saçı yıpratmaması da cabası! Loreal Efassor ve Goldwell tavsiye ettiğimiz markalar.

Şimdi gelelim hayalimizdeki saç rengini elde etmeye:

Sarı Saçlar


Buna benzer bir renk elde edebilmek için saç rengi açma işlemi yapılması şarttır. Saç rengi açtırma kuaförde yapılması önerilen bir işlem olmakta birlikte Palette Ultra Açıcı ve Röfle Seti ile evde de gerçekleştirilebilir. Saç açıldıktan sonra her rengi tutmaya müsait bir zemin oluşacaktır. Üzerine Loreal 9,1 Küllü Sarı ile boyama işlemi yaparsanız Jessica Stam gibi saçlara kavuşabilirsiniz.





Bal Köpüğü Saçlar



Saçlarınızın rengi koyu tonlara yakın ise yine Palette marka 7,0 Kumral, daha açık tonlarda ise 7,55 Karamel ile boyayarak istediğiniz tonu elde edebilirsiniz. Ancak tabiî ki siyah saçlılar için bu durum geçerli değil. Bu tür işlemler için 3 ton açık-3 ton koyu renk çerçevesinde hareket edebilirsiniz.





Bakır Saçlar




Son zamanlarda çokça moda olan bu renge ulaşmak için Koleston 6/4 Kızıl Bakır veya 7/74 İrlanda Kızılı rengi boya kullanabilirsiniz. Ancak bakır denen renk tonu geniş bir skalayı kapsadığı için istediğiniz turunculuğa göre Igora Royal Orange Glow veya istediğiniz koyuluğa göre Koleston 6/74 Terrakota ekleyebilirsiniz.








Kırmızı Saçlar
Alev alev saçlara sahip olmaktan ziyade bu rengi korumaktır zahmetli olanı. Eğer kıpkırmızı saçların büyüsüne kapıldıysanız şampuan ve saç kreminizi buna göre seçmelisiniz. Özellikle John Frieda Renk Koruyucu Bakım ile kırmızıyı sabitleyebilirsiniz. Uyarımızı peşin peşin yaptıktan sonra gelelim renklerimize… Garnier Bakır AleviKoleston 8/45 Vahşi Kızıl ve Palette 6-888 Sonbahar Kızılı renklerinden biri ile mutlaka istediğiniz tonu tutturacaksınız. Söylemeden geçemeyeceğim bir diğer marka ise yine Igora. Özellikle turuncu ve kırmızı gibi canlı tonlarda istediğiniz marjinalliği yakalayabileceğiniz bir ürün.

Kahverengi Saçlar



Elde etmesi kolay gibi gözükse de içindeki ışık oyunlarının rengi şahane ortaya çıkarabileceği gibi, sönük yağlı kafalar elde etmemize de sebep olabileceğini unutmayalım. Bu yüzden düz kahverengi tonlar yerine Koleston 5/37 Kışkırtıcı Kahve, Koleston 6/35 Elegant Kahve ve Palette 5/60 Sıcak Çikolata önerebilirim. Bu tür düz renkler üzerine yazının başında önerdiğim Röfle Seti ile biraz cesur olursak harikalar yaratabiliriz.






Siyah Saçlar


Saçınız ne şekilde olursa olsun, yarım saatlik işlemle asil bir görüntüye kavuşabileceğiniz renk. Kırmızı gibi elde etmesi kolay fakat koruması ve kurtulması zor bir renk aynı zamanda. Bu yüzden renge sahip olmaya karar verirken bunun uzun süreli bir yolculuk olacağına dikkat edin. Koleston 2/0 ve Palette 1-0 saçınızın ışıltısını kaybetmeden sahip olacağınız en siyah tonlar olacaktır.







Genel olarak renk önerilerim bu şekildedir. Emin olun hemen hemen hepsi kendi saçımda deneyimlediğim tonlar. Hatta bu hafta sonu marjinal bir kararla kahverengi saçlarımı sapsarı yapm
ayı düşünüyorum :)
Haydi hatunlar sarılın fırçalara! 

Ve tabiki aklınıza takılan bir soru olduğunda ne yapacağınızı biliyorsunuz!



- Gamze -